“`html
Oscar Kutlamaları İçin Los Angeles’tayım
Los Angeles’te Oscar partilerini izlemek için bulunuyorum.
Jet lag nedeniyle sabahın erken saatlerinde uyandım.
Türkiye ve Los Angeles arasında büyük bir zaman dilimi var.
Ancak, ülkesinin durumu hakkında endişe duyan bir Türk vatandaşı olarak, 12 saatlik farkın önemi kayboluyor.
Karşıma çıkan bir fotoğraf, diğer tüm olayları unutturarak zihnimi meşgul ediyor.
İmralı’da çekilen bir kare bu.
Olacakları Daha Önceden Tahmin Etmiştim
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, birkaç süre önce yazdığım yazıda İmralı’daki gelişmeleri detaylı bir şekilde açıklamıştım.
Yazdıklarım, neredeyse tarih ve saatleriyle gerçekleşti.
O fotoğrafı inceledikçe aklıma o yazı geliyor.
Orada “Öcalan’ın İmralı’da daha iyi şartlar altında kalması sağlanacak” yazmıştım.
Yazımın yayımlandığı gün, Ankara’dan bir mesaj aldım.
Mesajda şu ifade ediliyordu: “İmralı bir cezaevi. Cezaevlerinin şartları hukuksal olarak belirlenmiştir. Öcalan’a özel bir muamele sunulacaksa, cezaevleriyle ilgili yasalar değişmelidir.”
Bu Fotoğraf Bir Cezaevi Anısı Değil, Resmi Bir Devlet Belgesi
Görünüşe göre orada hâlâ yasal düzenlemeler geçerlidir.
Fotoğrafa bakarken “Bu kareyi kim çekti?” diye düşünmeden edemedim.
FETÖ döneminde Silivri’deki arkadaşlarımı ziyaret etmiştim, içeride cep telefonu ve fotoğraf makinesi bulundurmak yasaktı.
Demek ki bu fotoğraf bir “cezaevi anısı” değil, resmi bir devlet belgesi niteliği taşıyor.
Bu kare, Öcalan’ın hafifletilmiş cezaevindeki yeni döneminin başlangıcını simgeliyor.
Karedeki Tek Gülümseyen İsim: Sırrı Süreyya
Fotoğrafa uzun uzun baktım, tam ortada PKK’nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan var.
Oldukça zayıflamış.
Yüz ifadesi okunaklı değil, ancak “kurtuluyorum” gibi bir sevinç ifadesi yok.
Yaşlanmış ve yıpranmış görünüyor.
Sağında Pervin Buldan, solunda Ahmet Türk, yanlarında ise Sırrı Süreyya Önder var.
Gülen tek kişi Sırrı Süreyya, diğerlerinin duygu durumunu anlamak zor.
Bu Oturuş Düzenini Kim Belirledi?
PKK gibi oluşumlarda lider hiyerarşisi son derece kritiktir.
Belli ki bu oturuş düzeninin de bir hiyerarşisi var.
Güzel bir fotoğrafı dikkatlice inceledim ve düşündüm ki, bu hiyerarşi neden böyleydi.
Öcalan’ın Mesajını Okuyan Tek Kişi Gülümseyen
Belki de kendisine verilen özel görevden dolayı memnuniyet ifade ediyordu.
Çünkü Öcalan’ın mesajını kamuoyuna açıklayacak kişi olarak seçilmişti.
Sadece metni değil, Öcalan’ın duygularını ve teşekkür edecek kişileri de o aktarıyor.
1970’ler Üslubuyla Yazılmış Bir Metin
Yazıyı okudum ve 1970’ler döneminin özlemiyle dolu bir sadelikle yazıldığını gördüm.
Ancak, geçmişe yönelik sert eleştiriler de barındırıyor.
Düşüncelere kaptırdım kendimi…
41 Yıllık Terör Tarihinde AKP’nin Rolü
İlk PKK saldırısı 1984 yılında gerçekleşti ve üzerinden 41 yıl geçti.
Bu süreçteki 23 yılın AKP dönemine ait olduğunu unutmayalım.
Dolayısıyla bu metin, bir nevi “AKP ve Erdoğan eleştirisi” olamaz mı?
Fotoğraf devlet tarafından çekildiğine göre, aynı zamanda “AKP’nin öz eleştirisi” gibi de görünüyor.
Öcalan Devleti Eleştiriyor Ama PKK’ya Yönelik Hiçbir Eleştiri Yok
Öcalan’ın analizlerinde Türk devletine yönelik pek çok eleştiri yer alıyor ancak PKK’nın terör eylemlerine dair tek bir kelime yok.
Devlet adına savaşırken şehit olan binlerce insanın aileleri bu durumu nasıl değerlendiriyor?
Bazen Unutmalıyız, Unutamazsak da…
Belki de önemli değil diyeceksiniz.
Yılmaz Erdoğan‘ın filmindeki şairin dediği gibi;
“Bazen unutmak gerekir. Unutamıyorsanız da hatırlamamak gerekir.”
Eğer bu metin, PKK’ya barış getirecekse hepimiz hatırlamamak adına çaba harcayacağız.
PKK’ya, HDP’ye “terörist” dememiz bekleyen kimdi?
Ancak, oraya giden PKK heyetinin unutulmaması gereken bir şey var:
Bizleri “PKK, Öcalan ve HDP için ‘terörist’ diyeceksiniz” diyen, o fotoğrafı çeken devlet ve onunla özdeşleşmiş parti.
Kişisel düşüncem şu…
Türkiye için tarihi bir dönüm noktası.
Barışı isteyen her Türk vatandaşı gibi bunu gönülden destekliyorum.
Ama metinde beni rahatsız eden bir cümle var…
Öcalan’ın Bir Cümlesine “Bir Dakika!” Dediğim An
Terör eylemlerinden vazgeçmelerine dair sunduğu gerekçe ise: Türkiye’de ifade özgürlükleri ve demokrasinin gelişmiş olduğu.
Acaba kayyum atanan belediyelerin başkanları bu konuda ne düşünüyor?
İçeride bulunan Selahattin Demirtaş ne der?
Sonuç olarak, umarım ülkemiz için hayırlı olur.
Yeni Devlet Fotoğrafı ve Öncekilerle Karşılaştırma
Daha önceki iki fotoğraf, PKK militanlarının zafer işaretleriyle doluydu.
Ayrıca, Dolmabahçe Sarayı mutabakatına dair önemli bir fotoğraf mevcut.
Bugünkü karede gördüklerimizin bir kısmı o fotografda da yer alıyordu, ancak o fotoğraf seçim uğruna yırtılmıştı.
Umarım bu kare kalıcı olur.
İki Devlet Fotoğrafına Da Dikkat Çekiyorum
Sırrı Süreyya Önder’e bir sitemim var; keşke Öcalan’ın metnini okuyup, Silivri’deki sayısı artan Gezi mahkûmları için de özgürlük isteğini ekleyebilseydi.
Selahattin Demirtaş’la ilgili bir cümle duysaydık hoş olurdu.
Kürtlerle Barış Hakkındaki Düşüncelerim
Kürtlerle barışı sağlıyoruz…
Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Türk vatandaşıyım.
Düşünmeden edemiyorum, içerde yer alan gazeteciler ve yüzde 54 oyla seçilen belediye başkanları için bir barış olmayacak mı?
Öcalan Karesine Bakarken Dündere Gelenler
Öcalan karesine bakarken dün neler oldu?
Önce Cumhurbaşkanı’nın CHP Genel Başkanı’nı hedef alan ifadeleri öne çıktı.
Orada dikkatimi çeken bir şey, Erdoğan’ın TSK hakkında kullandığı şu oldu: “Benim ordum…”
Cumhurbaşkanı, üzerine vazgeçtiği ifadeleri tekrar kullanmaya başladı.
Bir zamanlar “Benim bakanım” gibi söylemleri sevdikçe, milletin ordusunu unuttuklarını düşünüyorum.
Ne de olsa, bu Yeni Normal.
Yüzde 30 Oy Alan Partinin Genel Başkanı, Yüzde 34 Alan İçin Ne Dedi?
CHP Genel Başkanı’na yönelik cümlelerde, Cumhurbaşkanı hem AKP Genel Başkanı olarak kendini ifade ediyor.
Aynı seçimde yüzde 30 oy almış bir parti lideri olarak, yüzde 34 oy alan rakibi hakkında nasıl bir tehditte bulunabiliyor?
Artık bu sözlerin, yargı tarafından emir telakki edildiğini biliyoruz.
Biraz sonra soruşma haberi geldiğinde, içimden “yok canım böyle bir şey olamaz” geçse de, diğer düşünceler bunu bastırıyordu: Ne yapalım, bu da Yeni Normal.
Daha 11 Ay Önce Seçilmiş Bir Belediye Başkanına Baskın
Ardından, Beykoz Belediye Başkanı’na sabah saatlerinde yapılan baskın haberleri geldi.
İçimden bir ses, “adam daha 1 yıl önce seçildi, uzun yıllar AKP tarafından yönetilecek bir yerdi, bunun olması imkansız” dedi.
Ama o gün geçirttiğim hisleri yine bastıran düşünce ise: Ne yapalım, bu da Yeni Normal.
Dikkat: ‘Yeni Normal’ İfadesini Büyük Harfle Yazdım
Dikkat ettiğiniz üzere “Yeni Normal” ifadesinin harflerini büyük yazıyorum.
Çünkü bu, “Yeni Bir Rejim” anlamına geliyor.
Türklerin ileride gurur duymayacağı bir Yeni Rejim bu…
Öcalan’ın Aile Fotoğrafı Ve Türk Aile Fotoğrafı
İmralı boşalırken, Silivri’deki izdiham artıyor.
Yakın tarihimizde hatırlanması zor karmaşık, acımasız ve intiharlarla dolu bir dönemin adıdır Silivri…
Umarım Kandil’de yanmakta olan umut ışığı, bir gün Silivri’yi de aydınlatır.
Fakat o güne dek, lütfen kimse bana Türkiye’de ifade özgürlükleri gelişti masalını anlatmasın.
Öcalan sadece kendisi için konuşmalı.
O da şu durumda bile önemli bir gelişme. Bu duyguyla destekliyorum…
“`
More Stories
Bakan Yerlikaya: Saraçhane’deki gösterilerde 6 polisimiz yaralandı
RTÜK’ten 4 kanala üst sınırdan İmamoğlu cezası
Plastik Çöplerden Sanat Enstalasyonu